41 kere maşallah

Haberin Devamı

YAŞAR Çilkız, Gaziantep Nizipli bir iş insanı. Hayatı çalışarak geçmiş. İlkokulda torna tezgahında başlayan, Yıldız Teknik’te okurken İzmit Seka’da devam eden iş hayatında başarı basamaklarını adeta tırnaklarıyla kazıyarak bugün Türkiye’nin sayılı sanayi kuruluşlarından biri olan Yaşar Group’u yaratmış. Ülkenin ilk özel kağıt fabrikasını kurarak temellerini attığı sanayi imparatorluğuna zaman içinde masura, ambalaj, geri dönüşüm, sağlık ve turizmi eklemiş. İlk göz ağrısı kağıda ve masuraya sevdası hiç bitmemiş ama onların sorumluluğunu çocuklarına devretmenin huzuruyla son gözdesi turizme ağırlık vermiş. Dolayısıyla şu sıralar zamanının çoğunu Alaçatı’da geçiriyor ve adeta işletmesini Alkoçlar’ın yaptığı, Çark Plajı’ndaki ‘Alaçatı Exclusive Hotel’le yatıp kalkıyor. Bu tesisin onun için anlamı çok büyük. Öyle ki, anlatırken bile bunu hissedebiliyorsunuz. Zaten anlatmıyor, yaşıyor. Gözleri ışıldıyor, çakmak çakmak parlıyor. 24 yıl önce satın aldığı araziye kurduğu 155 odalı otel yapılırken başından bir an bile olsun ayrılmamış. Temelinden dekorasyonuna her şeyiyle en ince ayrıntısına kadar ilgilenmiş. Tabir yerindeyse evladı gibi. Ne de olsa bir anlamda doğumuna tanıklık etmiş. Şimdi de büyüyüp gelişmesi için canla başla çabalıyor. Bu alanda yeni yatırımların ipuçlarını verirken, “O zamanlar bu araziyi alırken buralarda bir kulübe bile yoktu. Şimdi yatırımcıların koşarak geldiği bu bölgeye yıllar önce yatırım yaparak ne kadar doğru bir adım attığımızı da göstermiş olduk” diyor. İş hayatında hep yatırımcı bir kişiliğe sahip olduğunu vurgulayan Çilkız, aynı zamanda yaratıcı bir ruha sahip. Çizimlerini onun yaptığı yatları bugün en ünlü işadamları kullanıyor. Titiz, bir o kadar da özenli. Aynı zamanda sıkı doğa dostu, çevreci ve zeytin ağacı sevdalısı. Arazisine diktiği zeytinlere gözü gibi bakıyor. Oteline kazandırdığı arıtma ise kapasitenin çok çok üzerinde. Sıfırdan yarattığı Yaşar Group’un 41’inci yılını kutlayan Yaşar Çılkız gibi vatan sevdalısı girişimcilik öykülerinin artması dileğiyle, iyi pazarlar...

Haberin Devamı

41 kere maşallah

Haberin Devamı

HAYAT FELSEFESİ

Kimsenin yapamadığı işi yapmak. Doğayı korumak. Vatana, millete hayırlı insan olmak. Ama vatan sevgisi öyle kuru kuru olmaz, çok çalışarak, istihdam, katma değer yaratarak olur.

OTOMOBİL

Güvende hissetmeliyim

* İlk arabam kırmızı bir Ford’du. Şu anda Range Rower’m var. Otomobil kullanmayı severim. Ancak özel şoförüm de var. Bir araçta önceliğim güven. Kurallara dikkat eden bir sürücüyüm. Bunca yıldır ehliyetim var, ama tek cezam yok!

BESLENME

Etçiydim, balıkçı oldum

* Kahvaltıda olmazsa olmazlarım maydanoz, nane, dere otu, domates, peynir ve lavaş ekmeği... Öğlenleri ya sandviçle geçiştiririm ya da bir elmayla. Akşam tercihim balık ve salata. Gaziantepli olduğum için çocukluğumda çok kırmızı et yedim. Şu anda beyaz et tüketiyorum. Memleketten olsa gerek mutfakla aram iyidir.

MEKAN

Can Baba’yı tek geçerim

Haberin Devamı

* Son yıllarda beslenme tarzımı değiştirdiğim için genelde balık restoranlarına giderim. Çeşme’de Can Baba, İstanbul’da Ali Baba en sevdiğim mekanlar arasında.

SPOR

Güreşte başarılarım var

* Daha önceleri düzenli koşuyordum, şimdi yürüyüş yapıyorum. Lise yıllarımda güreşle ilgilendim. Diyebilirim ki, ata sporumuzda sayısız başarıya imza attım. Sıkı bir Fenerbahçe taraftarıyım. Ekstremler de dahil her sporu yapmak istedim ama çalışmaktan zaman bulamadım!

TATİL

41 kere maşallah

‘Ölü bir zaman’ demek

* Şu ana kadar hiç tatile çıkmadım. Benim tatilim tekne ve helikopterle bir yerleri gezmekten ibaret. Ama onu da yılda sadece 6 gün yapabiliyorum. Yurt içinde Alaçatı, yurt dışında Londra’yı seviyorum. Tatil benim için ölü bir zamanı ifade ediyor.

HOBİ

Makine sesi dinlemek

Haberin Devamı

* En büyük hobim tekne yapmak ve makine sesi dinlemek. Kısacası; çalışmak, çalışmak, çalışmak. Bugün çizimleri bana ait yatları ülkenin en ünlü işadamları kullanıyor. Kendi yatımı hazırlarken de çok titiz, bir o kadar da özenle çalıştım. 12 kamaralı, Türkiye’nin en gözde yatlarından biri konumunda. Eskiden dünya klasiklerini çok okurdum ama şu sıralar ara verdim. Gaziantep yöresine ait türküleri dinlemekten hoşlanırım. Fırsat buldukça sinema ve tiyatroya da giderim.

KARİYER

Yeşil gömlek almıştım

* Gaziantep Nizip Atatürk İlkokulu, Elazığ Mezre Ortaokulu, Adana Lisesi ve İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ni bitirdim. Çocukluğum makinelere merakım yüzünden atölyelerde geçti. Zaten iş hayatına da daha ilkokulda öğleden sonra ve hafta sonları torna atölyesinde çalışarak atıldım. Üniversitede okurken bir gün yolum İzmit Seka’ya düştü. Çok etkilendim, stajımı bile orada yaptım. Sonra bir tanıdık vasıtasıyla Seka’da işe girdim. Hem okudum, hem de çalıştım. Daha sonra oradan ayrılıp kendi kağıt fabrikamı kurmaya karar verdim. Tabii o dönemde bunu söylediğim herkese çok komik geldi. Birçok kişi tarafından eleştirildim. Bana bir tek amcamın oğlu güvendi ve maddi destek verdi. Bacanağı da fabrika için yer temin etti. Okul zamanında çalışıp biriktirdiğim parayı da birleştirip 4. Levent’te ufak bir atölye kurdum. O zaman özel sektörde kağıt sanayi diye bir şey yoktu. Biz de tesisimizi teknoloji olmadan hayata geçirdik. Ülkede yokluk yılları yaşanıyordu. Makinemizi Seka’nın hurda malzemelerinden yaptık. Kağıt üretecektik ama malzeme yoktu. Bu sefer de yüzlerce işsiz insanı kağıt toplamaya teşvik ettik. Yani geri dönüşümü 25 yıl önce başlatmış olduk. Malzeme buldukça ürettik. Seka günde 100 ton kağıt üretirken, biz 2 tonu geçemiyorduk. Bizimkiler gram olarak daha ağırdı. Karpuz kabuğu gibi kalındı. Bu arada işin pazarlama kısmı eksik olduğu için elimizde malzeme birikti. Bir gün adamın biri geldi, ‘Paketleme için karton almak istiyorum’ dedi. İzmit’te pişmaniye satıyormuş. Atölyedeki stok kartonları gördü ve ‘Bunları da almak istiyorum’ dedi. Kaçırmamak için, ‘Onlar maalesef satıldı’ cevabını verdik. Sonra Konya’dan şekerciler, Afyon’dan kaymakçılar kapımızı çaldı. Meğer bir akrabamız şehir şehir dolaşarak üretimlerimizi pazarlamış, haberimiz yok. Fabrikanın satış ağını çoğaltmasıyla kazandığımız parayla İstanbul’da ikinci atölyeyi açtım. Burada parofinli kağıt olarak kasapların ve marketlerin kullandığı kağıtları ürettim. Zaman içinde ortaklarımdan ayrılarak yola kendi başıma devam ettim. Türkiye’de özel sektöre ait ilk kağıt fabrikasını ise 1974’te Gaziantep Nizip’te faaliyete geçirdim. Burası şu anda adliyelerde kullanılan pembe dosyaları üretiyor. Nizip’teki ikinci tesisin ardından Malatya Akçadağ, Kahramanmaraş (ambalaj) ve Gaziantep’te (geri dönüşüm) de birer fabrika kurdum. Bu arada bütün yumurtaları aynı sepete koymanın bir anlamı olmadığını düşündüm. Kazandığım parayı farklı alanlarda değerlendirdim. Gaziantep’te konik ve rolik masura üretimine başladım. Ardından İstanbul Bakırköy’de Özel Yaşar Hastanesi ve Yaşar Diyaliz Merkezi’ni hayata geçirdim. Ardından da Yaşar Havacılık ve Yaşar Turizm’i grup bünyesine kattım. Çocukken çok değişkendim. Bazen doktor olmak, bazen de pilot olmak isterdim. Kazandığım ilk parayla yeşil bir araba ve yeşil bir gömlek alarak bütün İstanbul’u gezmiştim.

Haberin Devamı

41 kere maşallah

GÜNE BAŞLANGIÇ

30 yıl 4 saat uyudum

* 30 yıl boyunca günde sadece 4 saat uyudum. Artık bende alışkanlık oldu. Sabahları çok erken kalkarım.

MODA

41 kere maşallah

Hem spor, hem klasik

* Olabildiğince takip ederim. Yerine göre spor, yerine göre klasik giyinirim. Kıyafetlerimi hazır alırım. Alışverişimi de kendim yaparım.

SOSYAL MEDYA

Teknolojiyle aram kötü

* Teknolojiyle hiç aram olmadığı için bugüne kadar ne Facebook, ne de Twitter hesabım oldu. Ayrıca, onlara ayıracak zamanım da yok.

ASTROLOJİ

Oğlağım ama ilgisizim

* Oğlak burcuyum. Teknolojiyle olmadığı gibi astrolojiyle de hiç aram yok. Merak edip gazete-dergilerde yazılanları da okumam. Dolayısıyla özelliklerini taşıyıp taşımadığımı, bana uyup uymadığını bilmiyorum. Ben buyum!

KİMDİR?

Adı ve soyadı: Yaşar Çilkız
Doğum yeri ve tarihi: Gaziantep Nizip, 1946
Eğitimi: İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
İşi: Yaşar Group Yönetim Kurulu Başkanı
Burcu: Oğlak
Medeni durumu: İpek Çilkız’la evli. Didem, Melisa ve Yusuf Oytun adında 3 çocuk babası.

Yazarın Tüm Yazıları