Adil Öksüz çift taraflı mı çalışıyor

ADİL Öksüz’ün etrafındaki sis perdesi artmaya, bir el tarafından korunup korunmadığı tartışılmaya başlandı.

Haberin Devamı

Daha da önemlisi Adil Öksüz’ün farklı ilişkiler ağına sahip olduğu kuşkusu.

Biz onu FETÖ’nün asker imamı olarak tanıdık.

Ama ilişkileri mercek altına alınınca, başka bir kişilikle karşılaşırsak şaşırmayın.

Adil Öksüz, Sakarya Üniversitesi’nde kendisini iyi gizlemeyi başarmış birisi.

2002’den bu yana 109 kez yurtdışına çıktığı açıklanmıştı. Ama yurtdışına çıkışlarını yıllık izinlerine, resmi tatillere, bayram günlerine denk getirmiş.

Pensilvanya’ya giderken, “tedbir” uygulayıp, Almanya üzerinden geçmeyi tercih etmiş. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ndeki görevi sırasında ise idare ile problemli olmamaya özen göstermiş. Varlığı ile yokluğu hissedilmemiş. Ama onun dışındaki FETÖ’cü öğretim üyeleri idare ile ciddi sürtüşmeler yaşamış. Haftanın 4 günü dersi varmış. Derslerine girmiş, aksatmamaya çalışmış ve ilginci derslerinde hiçbir zaman, Gülen propagandası yapmamış...

FETÖ’cü diğer öğretim üyelerinin aksine.

Tüm bunlar kendisini gizlemek için eğitilmiş birisi ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Belli ki bu özellikleri sayesinde Havacıların imamlığından TSK imamlığına terfi etmiş. Darbe gecesinde Akıncı Üssü’nde olduğu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı darbenin lideri Gülen’le görüştürmek istediği daha sonra ortaya çıkmıştı.


DAHA İLERİ BİR MİSYON
Adil Öksüz, mahkemeye yakalama tutanağı dahi tutulmadan sevk edilmiş, üzerinde çıkan GPS cihazı serbest bırakılınca kendisine teslim edilmiş, ancak ne savcıya ne de hâkime bildirilmişti. Bir tek kendisiyle selfie çektirilmemişti. Yakalandığında Ogün Samast misali Türk bayrağı eşliğinde fotoğraflar çektirilirse sürpriz olmasın istedim.

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın da Adil Öksüz’ün sürecin önemli aktörlerinden biri olduğuna işaret etti: “Bu kişinin darbenin kilit isimlerinden biri olduğu konusunda en ufak bir tereddüt yok. Şu ana kadar çıkan bilgiler, belgeler, görüntüler, bağlantılar ve verilen ifadeler de zaten bunu teyit ediyor.”

Darbenin operasyon üssü Akıncı Üssü’ydü. Meclis, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Ankara Emniyeti ve Özel Harekât oradan kalkan savaş uçakları tarafından bombalandı. Darbe gecesi Akıncı Üssü’ndeki operasyonu yöneten kişilerden biri olması Adil Öksüz’ün yapılanma içinde ne denli önemli bir isim olduğunu ortaya koyuyor. Hem de askeri bir şahıs olarak değil ama asker imamı olarak savaş uçaklarına talimatlar vermişti. Ama ondan da öte bir misyonu olduğu anlaşılıyor.

Darbe planı ve darbenin tarihi birkaç kez değişip, güncellenmiş. Darbeyle ilgili çalışmalar 17 Şubat’ta tamamlanmış. Mayıs ayı içerisinde bir hareketlenme görünüyor. Ancak Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse’nin mail ve telefon trafiğinde anormal bir haraketlilik tespit edilip, 5 Mart tarihinde görevden alınması üzerine, darbe tarihinin ertelendiği anlaşılıyor. Ancak Yüksek Askeri Şûra toplantısında tasfiye edilecekleri yönündeki hazırlığı tespit etmeleri üzerine, darbenin düğmesine bastıkları ortaya çıkıyor. Adil Öksüz, darbe planlarının Pensilvanya’ya götürülüp, getirilmesinde kritik bir rol üstlenmiş.

Darbeden 1 gün önce ABD’den dönmesi ise darbe tarihinin ve darbe planının Gülen tarafından onaylandığı anlamını taşıyor.

Generaller, özel kuvvetlere mensup askerler, pilotlar, SAT timi yakalandı. Etrafındaki herkese ulaşıldığı halde Adil Öksüz neden yakalanamıyor?

Ancak Adil Öksüz etrafındaki sis perdesinin artmasının nedeni sadece bunlar değil.

Adil Öksüz yakalanamıyor mu, yoksa korunuyor mu sorusu geçerliliğini koruyor.

Önemli bir kaynaktan kulağıma gelen yeni bir soruyu daha eklemek istiyorum.

Adil Öksüz, aynı zamanda önemli bir istihbarat servisinin elemanı mı?

Büyük abi adına çift taraflı çalışan biri miydi?

Soru küçük ancak cevabı büyük. Hem de 15 Temmuz’daki ilişkiler ağına ışık tutacak denli.

Soruyu burada bırakıyorum ama cevabının takipçisi olmaya devam edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları