Gribin çaresi var mı?

Bugünlerde herkes gripten mustarip. “Ey Osman Müftüoğlu derdimize bir çare!” diyen sevgili Ahmet Hakan da bunlardan biri. Önerim mi? Buyurun...

Haberin Devamı

Hemen her evde bir veya birkaç kişi ya nezle ya grip. Kimi ateşler, ağrılar içinde kıvranırken, kimi öksürüp aksırıyor, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, halsizlik, yorgunluk, bitkinlikten yakınıyor. Çoğunun da sesleri kısık, dermanları düşük, eklemleri, kasları sızlıyor. Bütün bunlara dayanmak gerçekten zor. Zor olduğu için de bazıları dayanamayıp feryat ediyor. “Ey Osman Müftüoğlu derdimize bir çare bul!” diyen sevgili Ahmet Hakan da bunlardan biri. Ahmet Hakan feryat etmekte haklı ama “nezle grip topuna” girmemekte de ben haklıyım!
Haklıyım çünkü elim kolum bağlı. Size verebileceğim etkili, dişe dokunur, “İyi ki varsın Osman Hoca!” dedirtebilecek ciddi bir öneri yok elimde.


MODERN TIP ‘ÇARESİZ’


Yalnız benim değil, kimsenin elinden gelen bir şey yok. Son elli yılda olağanüstü başarılara imza atan modern tıp konu nezle, grip oldu mu çaresizlikten kıvranıyor. Birkaç antiviral ilaç da ya çok ciddi yan etkileri veya fiyat yüksekliği nedeniyle kullanılmıyor. Araştırma sonuçlarına bakılırsa bu ilaçlar zaten ortalama yedi günlük hastalık süresini altı buçuk güne indirmekten daha fazla bir işe de yaramıyor. Ben şahsen bu güne kadar hiçbir hastama gribi için antiviral ilaç önermedim.

Haberin Devamı


ÇARE DOĞAL TIPTA


Peki, ne yapacağız o zaman? Madem ki modern tıp derdimize çare olmuyor, bize yol gösteremiyor, o zaman burada da geleneksel tıptan istifade edeceğiz. İşte bazıları…
Birincisi istirahat edeceğiz. Bu öneriyi hafife almayın, istirahat çok ama çok önemli. Dinlenin ve mutlaka iyi uyuyun. İyi ve güzel uyuyun ki –uyku çok çok önemli- bağışıklık sisteminiz bu virüsleri alt edecek gücü bulabilsin. Kısacası D-İ-N-L-E-N-M-E-K-Ş-A-R-T!
İkincisi B-E-S-L-E-N-M-E-N-İ-Z-E-D-İ-K-K-A-T-E-D-E-C-E-K-S-İ-N-İ-Z! Geleneksel “tavuk suyu çorbası” en favori nezle-grip besini. Burada küçük bir ayrıntıya dikkat! Piliç suyu çorbası değil, tavuk suyu çorbası. Güvenilir bir yerden köy tavuğu alacak, o tavuğu derisiyle, kemiğiyle bir bütün halinde tencerede kısık ateşte uzun süre haşlayıp çorbayı onunla hazırlayacaksınız. Böyle yapmazsanız size esas bağışıklık gücü yükleyecek temel proteinlerini bedeninize kazandıramazsınız. Alternatif arıyorsanız size “lahana/kereviz çorbası” öneririm. İkisinin de içine “bol bol soğan, sarımsak, havuç, maydanoz, zencefil, kırmızı ve/veya karabiber, limon suyu” ekleyin.

Haberin Devamı


BOL BOL SU İÇİN


Sık ve bol su, çay için. Adaçayı, kuşburnu ve ıhlamur çayları en çok tavsiye edilenler. Ilık ya da soğutulmuş adaçayı ile günde 3-5 kez ağız, boğaz gargarası da yaparsanız iyi olur. Portakal, mandalina, greyfurt, limon zengin C vitamini nedeniyle favori meyveleriniz olsun. Ağız ve boğaz yanmalarına karşı zencefil bal, karabiber bal karışımı deneyebilirsiniz. Tecrübelerime dayanarak hastalarıma nezle-grip semptomları ortaya çıkar çıkmaz yüksek dozda D (10-20 bin ünite/gün) ve C vitamini (1-2 gram), çinko (20-40 mg) ve kaliteli beta-glukan ürünlerinden 5-7 gün faydalanmalarını tavsiye ediyorum.

Ahmet Bey ne yapsın?

Geçen hafta “o golü yemeyin” başlıklı yazımda ellinci yaşına merhaba der demez ciddi bir “kalp golü” yiyip orta yaş yolculuğuna “bir sıfır yenik başlayan” başka bir Ahmet Bey’in öyküsünü anlatmıştım.
O Ahmet Bey’le kalıcı bir anlaşma yaptık, bundan sonrası için –yani yeni bir gol yememek için- yeni bir plan uygulayacağız. Peki, “ne mi yapacağız?” Buyurun...

Haberin Devamı


ÖNCE HUZUR


Ahmet Bey hayatı boyunca çok çalışmış. İşinin en iyisini yapmaya, mesleğinde en başarılı noktalara tırmanmayı gayret etmiş. Bu uğurda uykusuz kalmış, beslenmesini aksatmış, bedeni ve ruhunu tıka basa stresle doldurmuş.
Bundan sonrası için “huzur ve esenliği” hayatının birinci amacı yapmaya karar verdi. “İşinin birincisi”, “en çok kazananı” , “en yüksekte olanı” değil, “kendine daha iyi ve çok bakanı” olacak. Yola “statü sendromu”ndan kurtulmakla çıkacak. Daha sakin, yumuşak, eğlenceye, dinlenceye daha çok zaman ayıran, ailesi ve dostlarıyla daha bol zaman geçiren biri olmaya bakacak. Yiyip içtiklerine özen gösterip kalıcı bir “aktif yaşam planı” yapacak. Önünde kalan zamanda “daha çok gol yememek”, en azından o golleri ellinci, altmışıncı dakikalarda değil de “90+1” ve sonrasında yemeye gayret edip her sabaha şu soruya mutlaka ama mutlaka cevap vererek başlayacak: N-E-R-E-Y-E-G-İ-T-M-E-K İ-S-T-İ-Y-O-R-U-M?

SONUÇ

Haberin Devamı


şunu net ve açık söylemem lazım: Elimizdeki antiviral ilaçlara ve bunca bitkisel destek, mineral, vitamine rağmen grip-nezle virüsü karşısında elimiz kolumuz sımsıkı bağlı. Bol su, bitkisel çay içmekten, tavuk suyuna çorbadan ve dinlenmekten başka elimizde hâlâ etkili bir silah yok. Özetle yıl 2015 ama nezle-grip 100 yıl önce olduğu gibi istirahat ve doğal takviyelerle yedi günde, bizim tavsiye ettiğimiz ilaçları yuttuğunuzda bir haftada geçiyor. Kısacası sevgili Ahmet Hakan’a ve grip nedeniyle istirahat mahkûmlarına verebileceğim dişe dokunur yeni bir tavsiye yok.

Zerdeçal neden önemli

Zerdeçal doğal tıp uzmanlarının gözdesiydi. Özellikle iltihap azaltıcı, ağrı hafifletici ve antikanser yetenekleri zerdeçalı modern tıbbın da gözdelerinden biri yaptı. Zerdeçal kanser ilişkisini araştıran uzmanların en önemlisi bana göre Houston’daki (Amerika) M. D. Anderson Kanser Merkezi’nde araştırmalarını sürdüren Dr. Bharat Aggarwal’dır. Bu ünlü biyolog zerdeçalın tümör gelişimindeki rolünü biyolojik olarak en çok araştıran uzmanlardan biri. Onun araştırmaları da gösterdi ki, zerdeçaldaki “kurkumin” özü sadece iltihaplanmayı önlediği için değil, aynı zamanda yeni damar oluşumu süreçlerini baskıladığı için de olağanüstü anti tümör yeteneklerine sahiptir.
Önümüzdeki günlerde daha çok zerdeçal tüketmenin bir yolunu bulmanızı tavsiye ederim.

Haberin Devamı


HER ÖĞÜNLE GİDER


Mesela ¼ çay kaşığı zerdeçalı, yarım çay kaşığı zeytinyağı ve bir tutam karabiberle karıştırarak salata, çorba, sebze yemekleri, yoğurt ve cacığınıza ekleyin. Zerdeçalın hiçbir tehlikesi yok. Tersine, Hindistan coğrafyasında meme ve kolon kanserinin çok düşük oranda görülmesinin arkasında zerdeçal tüketimi sıklığı yatıyor. Zerdeçalın bağışıklık sistemini güçlendirici etkisinin, gripten korunma ve nezleyi gribi daha kolay atlatmada da etkili olabileceğini hatırlatırım.


Yazarın Tüm Yazıları