Bilimin kremasında 18 Türkiyeli...

BİLİMİNSANI, en önce yaptığı bilimle değerlendirilir. Yani araştırma yapar, makale yazar, makalesini saygınlığı belli hakemli dergilerde yayınlar.

Haberin Devamı

Sonra başka bilim insanları da o makaleden yararlanır, ondan alıntılar yaparak veya ona atıflarda bulunarak başka araştırma makaleleri yazar yayınlar.
Bir anlamda, bilim insanının yaptığı bilimin değeri, onun makalesine yapılan atıflarla da ölçülebilir yani.
Bu bilimsel atıfları ölçen çeşitli metodolojiler, uluslararası kabul görmüş listeler var.
Bu listelerden birini, ünlü Reuters Haber Ajansı yapıyor, ‘Reuters-Thompson Higly Cited Researchers’ (Yüksek Atıf Alan Araştırmacılar) adı altında.
Reuters-Thompson son listesini birkaç hafta önce yayınlandı. Liste dünya çapında ve toplam 22 bilim disiplini arasında yazdıkları makalelere en çok atıf alan toplam 3 bin 216 bilimciyi barındırıyor. Bunlar, dünya biliminin kreması; çünkü en yüksek atıf alan ilk yüzde 1’lik dilimdeki insanlar.
Bu listede Türkiye kökenli 18 bilimci yer alıyor.
Önce bu isimleri vereyim:
Klinik tıp: Cleveland Clinic’ten Murat Tuzcu.
Bilgisayar bilimleri: Nebraska Üniversitesi’nden Mehmet C. Vuran.
Ekonomi ve İş: Massachusetts Institute of Technology’den Daron Acemoğlu.
Mühendislik: Işık Üniversitesi’nden Sabri Arık; kendi şirketlerinden Havva Bolat ve Mustafa Bolat; King Abdulaziz Üniversitesi’nden Ayhan Demirbaş; Ontario Üniversitesi’nden İbrahim Dinçer; Erciyes Üniversitesi’nden Mustafa Saylak; Rice Üniversitesi’nden Tayfun Tezduyar; Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nden Mustafa Tüzen; ABD’deki Uluslararası Hidrojen Birliği’nden T. Nejat Veziroğlu.
Moleküler Biyoloji: Bilkent Üniversitesi’nden Can Alkan.
Fizik: Bilkent Üniversitesi’nden Salim Çıracı.
Bitki ve Veterinerlik: Avustralya’daki Commonwealth Science and Independent Research Organization’dan Kemal Kazan.
Sosyal Bilimler: King Abdulaziz Üniversitesi’nden Ayhan Demirbaş ve Muhammed Fatih Demirbaş; Selçuk Üniversitesi’nden Fulya Öztaş.
Bu isimler, Türkiye’den gelip 2013 yılında bilim dünyasının en tepesine yerleşmiş seçkin bilim insanları. Belki dikkatinizi çekti, pek azı Türkiye’deki üniversitelerde çalışıyor bu insanların. Sadece bu durum bile, ülkemizdeki bilim ortamının ne kadar az parlak olduğunu anlatıyor bana soracak olursanız.
Bir başka ilginç durum, atıf endeksleri hesaplanan 22 anabilim dalından sadece 9’unda Türkiye kökenli insanların bulunması. Kalan 13 bilim dalında kimse yok. Ayrıca, bu yüzde 1’lik kremaya katılabilmiş Türkiye kökenli 18 bilimcimizin 9’unun, yani yarısının mühendislik bilimlerinde, yani uygulamalı bilimlerde olması da bence bir gösterge. Temel bilimlerde maalesef yeterince çok bilimcimiz yok.
Her şeye rağmen bardağın dolu tarafını görmeli; bu 18 insanla gurur duymalıyız. Onlar sonuçta bu topraklardan çıkıp bütün insanlığa katkı sağlayan en seçkin isimlerimiz.


Haberin Devamı

Hangi bilimlerde yokuz?

Haberin Devamı

REUTERS-THOMPSON’un listesine baktığımızda, Türkiye kökenli bilimcilerin yer alamadığı 13 bilim alanı şunlar:
Zirai bilimler; biyoloji-biyokimya; kimya; çevre ve ekoloji; yer bilimleri; immünoloji; materyal (malzeme) bilimleri; matematik; mikrobiyoloji; nörobilim ve davranış bilimleri; eczacılık ve toksikoloji; psikiyatri/psikoloji.


Matematik Dünyası’nın 100. sayısı

GÜNÜN birinde üşenmezsem, “Bir gün Tosun Terzioğlu bana dedi ki...” veya “Bir gün Tosun Terzioğlu beni aradı ve ...” diye başlayan cümleleri derleyeceğim; çünkü tek tek bu cümlelerin toplamı bir kitap boyutuna ya erdi ya da ermek üzere.
Ve ben de yazıya böyle bir cümleyle başlayacağım: Bir gün Prof. Dr. Tosun Terzioğlu aradı ve ‘Matematik Dünyası’ dergisini yenilediklerini, artık Prof. Dr. Ali Nesin’in editörlüğünde derginin çıkmakta olduğu söyledi.
İtiraf edeyim, daha önce Matematik Dünyası diye bir dergi duymamıştım. Oysa dergi Türkiye Matematik Derneği (TMD) tarafından 1991’den beri, yılda en az dört sayı yayınlanıyordu.
Dergicilik zor iş; hele hele çeşitli seviyelerde matematikçilere hitap eden ama bilimsel makalelerin yayınlanmadığı bir dergi çıkarmak, onu hayatta tutmak daha da zor bir iş.
TMD ve Türkiyeli matematikçiler bu zor işi 23 yıldır başarıyorlar. Şimdi Matematik Dünyası dergisinin 100. sayısı çıkıyor. Dile kolay, 100 sayı matematik. Üstelik Türkiye’de dergi satış rakamlarını bilenleri şaşırtacak bir tirajı ve satış rakamı var MD’nin. Dergi 10 bin basılıyor ve 7 bin kadar satıyor. Daha da güzeli, satılmayan eski sayıları da aslında ansiklopedi gibi satılmaya devam ediyor; yani rafta veya depoda dururken de para ediyor Matematik Dünyası.
Türkiye Matematik Derneği böyle bir dergi çıkarmaya karar verdiğinde bu görevi ilk olarak ODTÜ Matematik Bölümü üstlendi; ilk editör Cemal Koç’tu. Sonra Şafak Alpay nöbeti devraldı. Onun ardından sıra Albert Erkip’e geldi. Müthiş bir özveriyle hazırlanan dergi 1997’de yayın hayatına bir yıl ara vermek zorunda kaldı. Ama ertesi yıl bu kez Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü’nce çıkarıldı. 2001’e kadar fedakârlık sırası Akdeniz Üniversiteli matematikçilerdedir. Ardından dergi yine göç etti, bu kez İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün matematik bölümü tarafından çıkarılmaya başlandı. Ve son olarak 2003’te dergi İstanbul’a, Bilgi Üniversitesi’nin matematik bölümüne taşındı, Ali Nesin’in editörlüğü başladı.
Dergiyle ilgili söyleyecek çok şeyim var; lise ve üniversite öğrencilerini hedef okuyucu olarak belirleyen ve matematiğin pek çok alanında derinlemesine bilgi veren, hatta bazen ansiklopedi veya ders kitabı işlevini üstlenen olağanüstü iyi bir yayın bu.
Zaten bu kadar iyi olduğu için her sayısı kıskanılacak miktarda okuyucuyla buluşuyor, bugün de yeni editörleriyle 100. sayısına kadar geldi.
Benim ömrüm yetmez herhalde ama umarım Matematik Dünyası’nın 1000. sayısını da görürüz.
Türkiye’nin ve matematik meraklılarının bu dergiye ihtiyacı var çünkü.

Yazarın Tüm Yazıları