O gelinin taciz öyküsüne neden inanmadım?

HAYATIM “başörtüsü özgürlüğü” mücadelesiyle geçti.

Haberin Devamı

80’li yılların ortasından bugüne kadar...
“Başörtüsüne özgürlük” dedim, başka da bir şey demedim.


*


m Başörtülü görünce yüzünü buruşturanlardan...
m Başörtülüye “Sıkmabaş” diye hakaret edenlerden...
m Başörtüyü sadece hizmetçilere münasip görenlerden...
m Başörtülüye iğrenç önyargılarla bakanlardan...
Nefret ettim, nefret ediyorum.


*


Buna rağmen...
‘Kabataş Yalanı’na inanmıyorum.


*


Kabataş’ı “yalan” kabul etmemin tacize uğrayan kadının başörtülü olmasıyla uzaktan yakından bir ilgisi yok.


*


Ben mesela şöyle bir taciz hikâyesine de asla ve kat’a inanmazdım:


*


CHP’li bir belediye başkanının gelini çıkıp da “Fatih’te tacize uğradım” deseydi...
“70–100 sakallı, sarıklı adam ‘Vurun kahpeye’ diyerek üzerime çullandılar” deseydi...
“Tekbirler eşliğinde bebeğimi alıp yere attılar” deseydi.
“Bazıları üzerime işediler, cinsel tacizde bulundular” deseydi.
Bunun üzerine Sözcü gazetesi, “Yobazlar başı açık kadına cinsel taciz yaptı” diye manşet atsaydı.
CHP sözcüleri, “Bizim başı açık bacımıza saldırdılar” deseydi.
CHP’li bir milletvekili, “Bu olayın görüntüleri var, gerekirse yayınlarız” deseydi.
Bazı gazeteciler, “Görüntüleri izledik, çok korkunçtu çok” deseydi.
Olay anından tek bir görüntü bile ortaya konamasaydı.
Olay anıyla ilgili MOBESE görüntüleri ortaya çıksaydı ve o görüntülerde taciz ve saldırının izine bile rastlanmasaydı.
Her üç kişiden altısının elinde fotoğraf çeken telefonun bulunduğu ve her türlü tuhaflığın anında görüntülendiği bir dünyada... Bu tuhaf olayla ilgili tek bir fotoğraf karesi bile ortaya konamasaydı.
Ve bütün bunlara rağmen... Laiklik şampiyonları, “Kadının beyanı esastır, buna inanacaksanız” diye haykırsaydı.
Onlara döner ve şöyle derdim:
“Sizi gidi yalancılar sizi... Hadi uzayın...”
*
Bugün işte bu empatiye sırtımı yaslamanın rahatlığıyla aynı şeyi haykırıyorum:
“Sizi gidi yalancılar sizi... Hadi uzayın...”

Haberin Devamı


İki alkış

KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA: Bin türlü anormalliği barındıran bugünün medya düzeni içinde çıkacağı programa hangi gazetecilerin gelmesini istediği sorulunca, “İstediğiniz gazeteciyi çağırabilirsiniz, hatta isterseniz bize en muhalif olanları bile” demiş, diyebilmiştir. Alkışlıyoruz kendisini.


*

Haberin Devamı


ABDÜLKADİR SELVİ’YE: Aleyhinde en fazla yazı yazdığı ve muhalif olduğu bir partinin genel başkanına aklına gelen en aykırı soruları sormuş, ancak nezaketten ve saygıdan milim şaşmamış, böylece muhalif olmanın “soru sormak” ve “cevabını almak” ilkesine aykırı olmadığını gösterebilmiştir. Alkışlıyoruz kendisini.


Ali Taran’ın CHP kampanyası

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde ünlü reklamcı Ali Taran’ın CHP için yaptığı seçim kampanyasının sunumunu izlemiş. Sonuç? Kemal Bey pek beğenmiş bu sunumu... Hatta heyecanlanmış bile.
Sunumu izledikten sonra Ali Taran’a demiş ki... “Aynı sunumu partimizin MYK üyeleri için de yapar mısınız?”
Sunum MYK üyeleri için de yapılmış... Sonuç? Onlar da beğenmişler, onlar da pek heyecanlanmışlar.
CHP üst düzey yöneticileri Ali Taran’ın yaptığı sunumla ilgili en küçük bir ayrıntıyı bile sızdırmamaya özen gösteriyorlar. Söyledikleri şu: “Sürprizin bozulmaması gerekiyor.”
Ali Taran için “Reklamcılık mevtası” demiştim... Önyargılarımı kırmaya hazırım. Kampanya ortaya çıktığında son kararımı vereceğim.

Haberin Devamı


Kapatma davası CHP’ye ne yapar?

GÜZELLEŞTİRİR, gürbüzleştirir.
Bir mağduriyet öpücüğü verir.
Bir “dava şuuru” kazandırır.
“Her dem yeniden doğarız/Bizden kim usanası” ilahisini söyletir.
“Statükonun partisi” kavramını üstünden fırlatıp atmasını sağlar.
“Resmi ideolojinin asıl sahibini gördünüz mü” diye çıkışma hakkına sahip olur.
“Bizi ancak millet kapatabilir” diye fiyakalı çıkışlar yapmasına imkân verir.


Seçime doğru dört not


BİRİNCİ NOT: Abdullah Gül’ün yapacağı tek bir hareket var: Kenarda köşede armudun pişip ağzına düşmesini beklemek yerine AK Parti’den aday olup parti içinde şeffaf, açık ve net bir mücadele vermeyi tercih etmek...


*


İKİNCİ NOT: Celal Doğan var ya... Eski Gaziantep Belediye Başkanı... CHP’nin önemli isimlerinden... İşte o Celal Doğan, HDP’den aday oluyor... Hem de HDP’nin önerisiyle... Tek cümleyle yorumluyorum: HDP’nin Dengir Mir Mehmet Fırat’tan sonra ikinci doğru ve akılcı hamlesi...


*

Haberin Devamı


ÜÇÜNCÜ NOT: Nasıl diyordu Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri Işık? “Montaj olduğunu hissediyorum.” Ben de o hesap... HDP’nin barajı aşacağını hissediyorum. Elimde bir veri, bir anket sonucu, bir çalışma falan yok ama hissediyorum.


*


DÖRDÜNCÜ NOT: Üzerine herhangi bir “Duşakabinoğulları” kıyafeti geçirip “AK Parti’den aday adayıyım” diyen, “Referansım Allah’tır” diyen, “Paralel’e karşı omuz omuza” sloganı atan palyaçolar var ya... Sanırım AK Parti onların hiçbirini aday yapmayacaktır. Yani o kadar akıl, fikir ve izan kalmıştır.

Yazarın Tüm Yazıları