Ha gayret AK Parti! Aştırıyorsun barajı

BEN onu bunu bilmem.
HDP için en büyük kampanyayı AK Parti yaptı.

*

-Cumhurbaşkanı en çok HDP’den söz etti.
-Davutoğlu’nun tek gündemi HDP oldu.
-Yalçın Akdoğan günde üç kere HDP’ye salladı.
-Bakanlar, milletvekilleri... HDP’yi dillerinden düşürmedi.
-Hükümet yanlısı televizyonlar sabah akşam HDP’yi konuştu.
-Hükümet yanlısı gazeteler her gün manşetten HDP’yi yazdı.
-İktidar trolleri HDP ile uğraştı.
Ve böylece...
Normal şartlar altında barajı aşıp aşmayacağı hayli şüpheli olan HDP’yi, Türkiye’nin bir numaralı gündemi haline getirmeyi başardılar.

*

Eğer bugün...
-Her dükkânda, her evde, her sokakta HDP konuşuluyorsa...
-HDP’ye oy vereceği aklının ucundan bile geçmeyen kişiler HDP’ye oy vermeye karar veriyorsa...
-HDP’nin barajı aşma ihtimali epey yükselmişse...
Bunda iktidar cephesinin çok ciddi katkısı var.

*

Baraj aşılırsa...
HDP Genel Merkezi’nin duvarına “Teşekkürler AK Parti” pankartı asılması hiç yadırgatıcı olmaz yani.

Ne savaşı kardeşim

SAÇMALAMAYIN kardeşim!
Kurtuluş savaşı falan vermiyoruz.
Alt tarafı seçim yapıyoruz.
Karşımızdakiler Yunan ordusu, İngiliz subayı, Fransız askeri değil.
Amcamızın oğlu, halamızın kızı, komşumuz, hemşerimiz, arkadaşımız, memleketlimiz.

*

Saçmalamayın kardeşim!
Çanakkale Savaşı’nda mermi falan atmıyoruz.
Alt tarafı sandığa oy atıyoruz.
Ne yani?
Çanakkale Savaşı’nda farklılıklarına rağmen bir ve beraber olan bu millet, kendisine hizmet edeni seçerken birbirini mi boğazlayacak?

*

Saçmalamayın kardeşim!
Harbe gitmiyoruz.
Alt tarafı seçime gidiyoruz.
Corç, Maykıl, Co falan yok oy pusulalarında...
Alt tarafı Ahmet ile Kemal arasında, Devlet ile Selahattin arasında, Doğu ile iki Mustafa arasında bir tercih yapacağız.

‘Kadınlar başkanın helali olacak’ diyen müezzin

SAADET Partisi Kadın Kolları, Sultangazi’de çalışma yaparken...
“Müezzin” olduğu belirlenen bir meczup, karşılarına çıkıp şu çirkin sözleri söylemiş:
“Başkanlık sisteminde kadınlar devlet başkanının helali olacak. Bize göre yönettiği hanımlar, reis-i cumhura helaldir.”

*

Diyanet İşleri Başkanı’na soruyorum:
Müezzinliğin yüz karası bu meczup hakkında hangi işlemi yapıldı?

*

Ortaya soruyorum:
“Din ve dince kutsal bilinen inançlara hakaret” denilen şey, bu değilse nedir?
Savcılar neden harekete geçmiyor?
AK Parti neden bu meczuba haddini bildirmiyor?

Niye memnun olmuyorsun ki

-BAK, bütün partiler inanç özgürlüğüne tam destek veriyor.

*

-Bak, HDP seçilecek yerden başörtülü adaylar gösterdi.

*

-Bak, MHP ağırbaşlı, vakur bir kampanya ile derdini anlatıyor.

*

-Bak, CHP ideoloji ve kimlik siyasetini bir tarafa bırakmış.

*

-Bak, Saadet Partisi, ittifak kurarak seçmene barışçıl bir alternatif sunuyor.

*

-Bak, bütün bu gelişmelerde senin payın büyük...
Niye memnun olmuyorsun ki?

Bir pankartla parti yargılanacaksa

HDP’nin mitinglerinden birinde...
Şöyle bir pankart açılmış:
“Barajı aşarsak... Bizler bulutuz, güneşiz, yağmuruz. Barajı aşamazsak... Benim meskenim dağlardır dağlar.”
Baştan sona yanlış, baştan sona itiraz edilmesi gereken, baştan sona mide bulandırıcı bir yaklaşım...

*

Pankartın altında imza yok.
Kimin yazdığı, kimin kaldırdığı belli değil.
Burnuma buram buram provokasyon kokusu geliyor.

*

Provokasyon değilse bile...
HDP’nin mesajlarını, durduğu yeri ve beyan ettiği ilkeleri zerre kadar anlamamış bir ahmağın işi olduğu kesin.

*

Bakıyoruz iktidar kanadına...
Bu pankartı dile dolayıp “İşte gerçek HDP bu” diyorlar.

*

Eğer bir partinin mitinginde açılan herhangi bir pankart, o partinin durduğu yeri yansıtırsa...
Bunu ilke olarak alacaksak...
Buradan yürüyeceksek...
O zaman...
AK Parti mitinginde sarıklı, cüppeli bir adamın mikrofonu ele geçirip, “Ahmet Davutoğlu’na başbakanlık görevini Resulullah verdi” demesini nereye koyacağız?
“İşte gerçek AK Parti bu” mu diyeceğiz?
Buradan mı yürüyeceğiz?